Bu Blogda Ara

26 Kasım 2011 Cumartesi

Kelly Rowland Neden Soyunuyor.

Destiny's Child dagildiktan sonra diger uyelerin Beyonce'nin golgesinde kalmamasi zaten mumkun degildi. Michelle dogal olarak kaybolup gitti. Kelly ara sira gorundukten sonra simdi guclu bir albumle Hip-Hop R&B dunyasina dondu. Yalniz sarkidaki(lay it on me) ve klipteki bu manasiz aciklik umarim Beyonce'nin golgesinden kurtulmak icin degildir. Cunku bunun yolu o degil.

24 Kasım 2011 Perşembe

Sigaraya Dair Sosyal Aciklamalar 1

Sevgili Sigara Sakinleri,
Herkesin nizami bir bicimde sira bekledigi ortamlarda lutfen sigara yakmayiniz. Sizinle birlikte o sirada beklemek zorunda olan diger insanlar icinize cektiginiz o igrenc havayi sizinle birlikte solumak zorunda degil. Amacim kesinlikle aktif sigara kullanicilarini bundan vazgecirmek degil. Sadece kendi kendinizi zehirlemenizi, diger insanlari rahat birakmanizi istiyorum.

3 Kasım 2011 Perşembe

Blogger App

Sanırım blogger App sayesinde bloguma yazmaya devam edecegim. God bless Apps.

14 Mayıs 2011 Cumartesi

Hadiyonce: Taklitler aslını yüceltir bu onu da yapamıyor.


Kahvaltı yapmak için girdiğim bir mekanda ister istemez Hadise'nin Superman klibini izlemek zorunda kaldım. Daha önce de aynı şey Petek Dinçöz için olmuştu. Neyse... Bir insan kendine bunu nasıl yapar cidden anlam veremedim. Hadise'nin yaptığı özenmek değil düpedüz intihal! Beyonce dava açsa yeridir. Stilimi çalıyor diye... Bence stillerin de telif hakkı alınmalı. Herkes zaten bir stille doğar. Bunu görmezden gelip başkalarının taklidi olmak sefil bir davranış, öze yapılmış bir hakarettir. Mörvi şahsına münhasırlığı sever, taklitleri ise görmezden gelir. Superman'in klip linkini paylaşırdım ama bu kadını bir de ben rezil etmeyim. Varsın gitsin yoluna...

4 Mayıs 2011 Çarşamba

Beyonce - Who Run The World Girls


Beyonce durmamış albüm yapmış. Çıkış şarkısını, teaser klibini yayınlamış. Blogger'ın da Türkiye engelini kaldıracağı yok. Tamam! 


Mörvi ON AIR! 


Beyonce "Who run the world girls" ile müzik piyasasına yeniden çarpıcı bir giriş yapmaya hazırlanıyor. Diğer albümlerinde olduğu gibi bu albümde de feminist kimliği ön planda. Fakat o evli bir feminist. Yani benim sevdiğim cinslerden.

Şarkıyı ilk dinlediğim zaman çok sevdiğimi söyleyemeyeceğim. Fakat biraz sesini açıp tekrar tekrar dinlemek keyif verici olabiliyor. Sadece ilk dinlediğimde sevdiğim birçok şarkısı vardı Beyonce'nin ya da Destiny's Child'ın. Daha iyi bir şarkı ile çıkış yapabilirdi bence. Bu kötü diye söylemiyorum. Yine de kadın her klibinde prodüksiyon yaptığı için kimse şarkının öncekilerden daha iyi olmadığını fark etmeyecektir.

Neyse, Beyonce söylesin biz dinleriz, o dans etsin biz izleriz.

Teaser Klibi merak ediyorsanız: http://www.facebook.com/video/video.php?v=922768896677&oid=28940545600&comments

Şarkıyı merak ediyorsanız: http://www.facebook.com/beyonce?v=app_178091127385

27 Şubat 2011 Pazar

Yüksek Sadakat'a Gereksiz Yüklenmeyelim Arkadaşlar


Allah aşkına bu millet Düm Tek Tek'i beğendi ya. Live it up'tan ne istiyorsunuz arkadaşım? Tamam ipod'uma atıp gezmem, şarkı çok özgün değil, çok güzel değil tamam ama kötü de değil yani. Hatta bayağı dinletiyor kendini. Zaten Eurovision'da aslolan kazanmak mı? Oylamaların nasıl yapıldığını az çok hepimiz biliyoruz. Gerçi son yıllarda iyi şarkılar kazanıyor.
Eurovision aynı anda tüm avrupa tarafından seyredildiğinden Türkiye'nin başarılı isimlerini ön planda tutmak, bu yarışma ile kendilerini tanıtma imkanı sunmak kazanmaktan çok daha önemli. Ki şarkının kazanma ihtimali de var. Kazanmasa bile kesinlikle derece alır. Bakarsınız tutar! Eğer tutarsa bir blog daha açarım:
"Mörvi's Forecasts"

24 Şubat 2011 Perşembe

Erkekler Ağlamaz: Keşke Sadece Şebnem Söyleseymiş.




Keşke sadece Şebnem söyleseymiş  çünkü Şebnem'i duymak için iki saat Nilüfer'in sesini dinlemek zorunda kalıyorum. Cidden düetlerin böyle kötü bir tarafı var. 
Cover başarılı! Ben ki Cover sevmem. Beğendiğim belli başlı bir kaç cover vardır. Şimdi aklımda değil ama söyleyemem.
Remix de sevmem. Fakat beğendiğim belli başlı bir kaç remix de vardır. Mesela..

Destiny's Child - Bootylicious Remix
Britney Spears - Boys Remix

bunları severek dinlerim.

Yine de olabildiğince orijinale dokunmamak lazım. Her şey olduğu gibi güzel.

18 Şubat 2011 Cuma

Adamım Sherlock!!!


Adamım Sherlock! İlk filmi vizyona girdiği zaman Facebook sayfamda haberi böyle duyurmuştum. 3 bölümden oluşan film serisini de böyle duyurmamda sakınca yok sanırım.

Sherlock Holmes'u severiz, sayarız. Tüm hikayelerini biliriz. Fakat okuduğumuzu izlemek de isteriz. Zaten yönetmen hikayeleri tanınmaz hale getirmiştir. CNBC-e'de kolay kolay kötü dizi olmaz. Bence izleyelim.

Bakalım Benedict Cumberbatch, Robert Downey, Jr. kadar başarılı bir performans sergilemiş mi?

Bari edebi bir bilgi de vereyim. Blogumu gereksiz diye kapatmasınlar.

Sherlock Holmes'u herkes bilir. Peki yazarını? Neredeyse kimse. Neden? Çünkü Sir Conan Doyle yarattığı karakterin gölgesinde kalan nadir yazarlardandır. Bunu ben bir başarı olarak görüyorum.

Her cumartesi 21:00'de CNBC-e'de

Bakalım bakalım nasıl olmuş.

13 Şubat 2011 Pazar

Mörvi 14 Şubat Özel Röportajı

14 Şubat’ta mesaj yayınlamak yerine kendimle röportaj yapmayı seçtim. Tavsiye ederim, siz de yapın.

Özel hayatı ile ilgili açıklama yapmaktan sürekli kaçan Mörv ilk defa The World of Mörvi’ye konuştu.

Mörvi: Sayın Okur bu 14 Şubat’ta da bekarsınız!

Merve: Thank God!

Mörvi: Peki neden?

Merve: Kader, kısmet, nasip, şans, olasılık, kombinasyon, permütasyon, faktöriyel… bunların hepsinin etkisi olduğunu düşünüyorum.

Mörvi: Peki 14 Şubat hakkındaki görüşlerinizi kısaca alabilir miyiz?

Merve: Valentine amca kapitalizme kurban gitmiş. Bize kutlamak düşer. Ekonomiye her şartta can verelim.

Mörvi: Gırgır şamata bir yana! Gerçekten neden sizi birileri ile göremiyoruz?

Merve: Emin misiniz? Ben pek tek dolaşmam. Alış veriş yaparken falan mı denk geliyoruz?

Mörvi: Hayır, o anlamda değil. Özel anlamda birilerini sordum. Bir erkekten ne bekliyorsunuz ki bulamıyorsunuz?

Merve: Herkesten beklediğimi... Ben arkadaşımdan da, dostumdan da, annemden, babamdan da, kardeşimden de, düşmanımdan da, bahçemdeki ağaçtan da, kapımın önünden geçen kediden de bir tek şey bekliyorum; Sağlam bir karakter.

Mörvi: Vuhuuuuu…. Peki sağlam karakteri nasıl tanımlıyorsunuz?

Merve: Tutarlılıklar silsilesi! Bir dediğinin her dediğini tutması, bir yaptığının her yaptığını tutması.

Mörvi: Peki siz böyle biri misiniz?

Merve: Bu sorunun muhatabı ben değilim. Bunu beni tanıyanlara sormak lazım. Fakat en azından böyle bir insan olmak adına çaba harcıyorum.

Mörvi: Bu çok açıklayıcı röportaj için çok teşekkür ederiz.

Merve: Ne demek, basına malzeme vermek bizim görevimiz. Boynumuzun borcu!

-The End-

Hadi tamam mesaj da vereyim :)))

Mörvi’nin 14 Şubat Mesajı:

Deli gibi yürekten sevmeli, uğruna dünyaları vermeli, incitmemeli sevenleri, değerlerini bilmeli!

12 Şubat 2011 Cumartesi

Tarkan Sadece Dans Etsin ve Şarkı Söylesin

Tamam çok seviyorum ama! Olmamış arkadaş ya. Bu ne özenti bir seslendirmedir. Diğerleri gibi olmak zorunda değil ki. Kendi üslubunu kullansaymış keşke. Arada iki şarkı patlatsaymış (Bu şakaydı) Reklam amaçlıysa başarılı. Çünkü video adında Tarkan yazmasaydı. Timsahların öğle yemeğini izlemek istemezdim. 

5 Şubat 2011 Cumartesi

Mörvi'den 10 Puan: "Aşk Tesadüfleri Sever"

Pijamalarımı giymiş Hüner'le msn'de konuşurken. İnsan dedim, der ki Hüner: "Kızım kalk sinemaya gidelim, cumartesi akşamı evde ne işimiz var?" Aşk tesadüfleri sever'e gidicem mutlaka. Pehh dedi Türk filmi. Hüner'in bu cevabı üzerine öyle bir söz söyledim ki 19:50 Aşk Tesadüfleri Sever Büyülü Fener Seansında yerimizi aldık ve bu karar 120 saniyemizi aldı. 
Yalnız suuuper bir film. Hüner bile sevdi. Tabi şu an provoke etmeye başladı yavaş yavaş ama sevdiğini anladım tipinden. Ya bir kere Ankara caddelerini, sokaklarını, ünlü mekanlarını bir sinema filmin de görmek müthiş. Mehmet Günsur'a öldüm. Belçim rolüne net yakışmış. Ağla ağla öldüm ama çok da güldüm.
Yalnız böyle bir aşk bulmadan evlenmicem abi, tekrar ve tekrar söylüyorum. 

1 Şubat 2011 Salı

Mörvi Kestane Sezonunu Kapattı


Bilen bilir! Mörvi Kestane yemeden uyumayı sevmez. Kış aylarında evde kestane yoksa gerilir. Suratı düşer. Üzülür. Çok canı istediyse kahrolduğu da görülür.

Fakat son 2 haftadır. Aldığımız kestaneler gerçekten çok dandik. Çürük tatlar geliyor ağzımıza. Yapacak bir şey yok. İstemeye istemeye kestane sezonunun bittiğini kabul edeceğiz artık.

Peki, bir daha ki kışa kadar kestanenin yerini ne mi tutacak! Tabi ki mısır. O da yazın vazgeçilmezi. O arada da bardaktaki mısırlara takılacağız ne yapalım!

30 Ocak 2011 Pazar

"Topçu" Bir Fenomen

Elbette dostlarla buluşmak paha biçilmez. Fakat Zehra hoca'nın da dediği gibi İzmir'e gitmişken, Topçu'dan çöp şiş yemeden gelinmezmiş. Allah'ım sana geliyorum. Çok lezzetliydi. Hesabı da Alataş Holding'e ödettik ki!
Ve tabi ki ve tabi ki Üçyol'da Midye, Alsancak'ta Boyoz, Karşıyaka'da Gevrek de yedik. Fatma Teyze'ciğimizin güzel yemeklerini de unutmuyoruz tabi ki :))
İşte yediğimiz, içtiğimiz sizin olsun.Gördüğümüz güzelleri biz aramızda tartışıyoruz zaten.

Bugün ne yapıyoruz? Hafta sonu çok yorulduğumuzu işte belli etmiyoruz. 
Mörvi iyi haftalar diler!

17 Ocak 2011 Pazartesi

Bir Bankacı Ancak Bu Kadar Analitik Düşünebilirdi!

Yer: VakıfBank Merkez Şube
Görev: Sınav Harcı Yatırma

12:05-12:30 Mörvi bekliyor.

12:31
Mörvi: Merhaba, ben ehliyet sınavı için harç yatıracaktım.
Bankacı teyze: Tabi, T.C. Kimlik numaranız lütfen!
Mörvi kimliğini uzatır.
Bankacı teyze: Aaaa yalnız şu anda MEB'in sistemi çalışmıyor, öğle tatili oldu ya ondan!
Mörvi: Sistem mi öğle tatili olduğu için çalışmıyor??!!!
Bankacı teyze: Evet
Mörvi: asdfghjklşi

i was like gvxjkrejcebxnmcwhrbdevgnnsfer (Bu Sider içindi) =))

13 Ocak 2011 Perşembe

Mörvi "Bilemiyorum, ajandama bakmam lazım." Dediğinde Şaka Yapmıyor: Metis Ajanda 2011

Mörvi Metis Yayınlarının her yıl farklı bir tema ile piyasaya sürdüğü ajandalarını kullanmasının 3. yılını kutluyor. Ne dandik bir cümle oldu. Bıkmadan usanmadan her yaptığımı bu küçük ajandalara kaydediyorum ve bitince atmıyorum. Çünkü daha sonra günlük gibi okuyorum. Ne gibi lüzumsuzluklar yapmışım? Gelecekte ve geçmişte hatırlamam gereken her şeyi bana hatırlatıyor.
Çoğu zaman yadırgandığım bir gerçek.

Biri: Şu gün şu saat şunu yapalım mı?
Merve: Bilemiyorum, ajandama bakmam lazım.
Biri: Ahahahahahaahahah çok komik
Merve: Şaka yapmıyoruz kardeş! Ajanda tutuyoruz.

Merve: Coi, avea'dan mesaj atamıyorum. Mesaj hakkım dolmuş olamaz. Sürem de daha bitmemiş. Ajandaya baktım 1 ay olmamış daha kontör yükleyeli...
Hüner: Ne zaman kontör yüklediğini ajandana mı yazıyorsun?
Merve: Evet!
Hüner: Bu hareketini okuduğun bölüme veriyor ve susuyorum.

Her türlü yıldırma politikasına karşı Mörvi ajanda tutmaya devam ediyor. Peki ben ki bir teknoloji sempatizanı neden elektronik ajandaları kullanmıyorum?
Çünkü onlar bana Metis'in öğrettiklerini öğretmiyor.
Metis 2011 için kendine "nefret suçlarını" konu aldı.

Sunuş 
Geleneksel Metis ajandası çıktı. Ajanda 2011'in bu yılkı teması "Irkçılık, Ayrımcılık ve Nefret Suçları". Gerekçesi hepimizin yaşadığı hayatta yatıyor. Türkiye, 20. yüzyıl boyunca ektiklerini biçiyor, ırkçı zihniyetin cenderesinden çıkmayı başaramıyor. Bu zihniyetin ürünü olarak uzun süredir bir savaş hali içinde, bir nefret toplumu içinde yaşıyoruz: Siyasi cinayetler, şiddet, linç psikolojisi, gündelik hayatın tüm dokusuna sinmiş ayrımcılık...


Nefret söylemi ve nefret suçları, Türkiye'de olduğu kadar dünyada da yeni bir kavram. Nefret suçları, ırkçı ve ayrımcı bir zihniyetin korkularına, inanç kalıplarına, klişelerine dayanıyor. Yani şiddetten, saldırıdan, cinayetten, sokaktaki vurdu kırdı'dan önce yanlış inanç, yanlış bilgi, yanlış düşünce söz konusu. Bu da yılların mirası karşısında sosyal değişimin vakit almasına, ağır bedeller ödenmesine neden oluyor.


Bu ajanda bir anlamda okurlarımıza bir davet. Nefret suçlarının yasalarda ayrı bir tanıma kavuşturulması, yasal mevzuatın nefret suçlarına hassas hale getirilmesi önemli bir hukuk mücadelesi. Hepimizin bir ucundan tutmamız, desteklememiz gereken bir mücadele. İçerde de alıntıladığımız gibi, evet, yasalar insanların birbirini daha çok sevmesini sağlayamaz ama birbirlerine karşı suç işlemelerini engelleyebilir. En azından bunu umabiliriz.


Metis yayınları

10 Ocak 2011 Pazartesi

Mörvi "T-box bir Fenomen" haberini neden geri çekti?

Çünkü T-box bir fenomen değil!
Çünkü ürünleri isteyeli 8 gün oldu ve hala gelmedi.
Çünkü attığım maile cevap gelmedi.
Çünkü müşteri hizmetlerine bağlanmak için 10 dakika telefonda bekledim.

Müşteri sorumlusunun açıklaması: Ürün stoklarda kalmadı.
Merve: Peki o zaman neden stokta olmayan bir ürünü satın almama izin veriyorsunuz.
Müşteri sorumlusu: Çünkü site anlık değil günlük güncelleniyor. Sistemde bu yüzden stokta var olarak görülmüş olabilir.
Merve: asdfgh....

Ama nedense ürün hala satın alınabilir görülüyor!

Elektronik ticaret her yiğidin harcı değildir deyip bu haberi bitirmek isterim.
T-box online satış mağazası da beni bir daha ancak rüyasında görür.

3 Ocak 2011 Pazartesi

2 Kişilik Flashmob Olur Muymuş Demeyin


Her türlü anormal aktiviteye kayıtsız kalan Türk halkı, iki dansçı gencin Ankaray'da yaptıkları müziksiz ama derin senkronlu dansına da kayıtsız kalmayı ihmal etmedi. Video'yu izlerken siz de göreceksiniz. Arkadan geçen bir kaç kişi her gün zaten metroda müziksiz dans eden insanların arasından geçip gidiyorlarmışçasına şaşkınsızlar!
Peki bu durum gençleri etkiledi mi?
Kesinlikle hayır! Onlar bunu sadece KPDS'den 65 yerine 64 alan arkadaşları Merve için yaptılar.
Peki! Aslında böyle bir şey yok. Ama olabilirmiş de mi =))
Arkadaşları Merve bir gün KPDS'den 65 yerine 75 aldığında aynı gösteriyi raylar üzerinde yapacaklar ve video gerçekten bu sefer bir kompozisyon gibi bitecek. nihahaaha =)))

İşte o görüntüler

http://www.youtube.com/watch?v=mgrMq0P2yVI

Victoria's Secret da Bir Fenomen

Kimse alınmasın gücenmesin. Aslen ben mankenlik mesleğine pek sıcak bakmam, fazla da saygı duymam. Fakat Victoria's Secret podyumunda yürümek başlı başına bir onur. Beni çıkartsalar ben bile yürürüm yani! Victoria's Secret defileleri Show Business'ın en önemli örneklerinden. 
Dikkat ederseniz tüm mankenlerin çok güzel olmadığını ama hepsinin çok karizmatik olduğunu göreceksiniz.
Adriana Lima ya! 
Onun 2010 defilesi ile 2011 defilesi arasında anne olduğunu biliyor  muydunuz?
Buyrun kanıtı...

Victoria's Secret Fashion Show 2011


Mörvi hangi part'ı mı daha çok sevdi?
 Tabi ki 4 =))